Kaplama Diş Sökülmeden Kanal Tedavisi Yapılır mı?

Kaplama Diş Sökülmeden Kanal Tedavisi Mümkün mü?
Dişin ve mevcut kaplamanın durumuna bağlı olarak, kaplama çıkarılmadan, üst kısmından açılan bir delikle kanal tedavisi yapılması mümkün. Kaplama üzerinden yapılan bu işlem hem zirkonyum veya porselen gibi restorasyonları korur hem de tedavi sürecini hızlandırır.
Dişinizdeki dayanılmaz ağrı, şişen diş etleri ve sizi geceleri uyutmayan sızı… Diş hekiminiz, kaplamanızın altındaki dişin iltihaplandığını ve kanal tedavisi gerektiğini söylediğinde aklınıza ilk gelen soru, “Mevcut kaplamam bozulacak mı? Yenisi için ekstra maliyet ve zaman kaybı yaşayacak mıyım?” oldu, değil mi?
Eskiden bu tür durumlarda kaplama çıkarılır, kanal tedavisi tamamlandıktan sonra yenisiyle değiştirilirdi. Peki, mevcut kaplamanızı değiştirmeden kanal tedavisi yapılmasının bir yolu var mı? Bu yazıda, konu ile ilgili merak ettiğiniz tüm soruların cevaplarını bulacaksınız.
Kaplama diş sökülmeden kanal tedavisi olur mu?
Kaplama dişler sökülmeden kanal tedavisi yapılabilir, ancak bu durum dişin ve kaplamanın durumuna bağlıdır. Kaplama, diş hekiminin pulpa odasına erişimini zorlaştırabilir, ancak bu durum kanal tedavisi ihtiyacını değiştirmez. Eğer kaplama yeni yapılmış veya sağlam kenarlara sahipse, kaplamayı çıkarmaya gerek kalmadan restorasyonun içinden erişim sağlanarak tedavi yapılabilir. Bu işlem, porselen, zirkonyum veya metali kesmek amacıyla elmas ve tungsten karbür frezler kullanılarak gerçekleştirilir.
İstanbul Kadıköy‘de hizmet veren Avedent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği‘nin tecrübeli diş hekimleri tarafından, modern teknikler kullanılarak diş kaplaması sökülmeden kanal tedavisi yapılmaktadır. Zirkonyum veya porselen kaplamanızı koruyarak kanal tedavisi yaptırmak için hemen online randevu alın veya bizimle iletişime geçin!
Kaplama dişte kanal tedavisi ne zaman gerekir?
Kaplama dişte kanal tedavisi, dişin pulpası denilen dişin içindeki damar ve sinir paketi geri dönüşümsüz şekilde hasar gördüğünde veya enfekte olduğunda gerekli hale gelir.
Kaplama dişlerde kanal tedavisi gerektiren durumlar, kaplamasız dişlerdekine benzerdir ve genel olarak şunlardır:
Geri dönüşümsüz pulpa iltihabı (İrreversibl pulpitis):
Pulpanın kendini tamir edemeyecek şekilde iltihaplanması durumudur. Ağrı, dış etken ortadan kalksa bile devam eder ve şiddetli zonklama tarzında olabilir. Sıcağa karşı duyarlılık artarken, ilerlemiş pulpitiste soğuk ağrıyı dindirme eğilimi gösterebilir. Bu tür semptomlar, kaplama dişte olsa bile kanal tedavisi için güçlü bir işarettir.
Pulpa ölümü (Pulpa nekrozu)
Pulpa dokusunun tamamen ölmüş olmasıdır. Bu durumda genellikle ağrı hissedilmeyebilir veya belirtiler aralıklı ortaya çıkıp tamamen ortadan kalkabilir. Diş canlılık testlerine cevap vermez ve bazen dişte renk değişikliği (grimsi görünüm) görülebilir. Pulpada nekroz, derin çürük, travma veya iltihabın ilerlemesiyle oluşabilir.
Akut apikal apse:
Periapikal (dişin kök ucu ve çevresindeki kemik dokusu) dokularda irin birikmesiyle oluşan şiddetli iltihap durumudur. Şiddetli ağrı, şişlik ve hassasiyetle kendini gösterir.
Diş kökü iltihabı (Semptomatik apikal periodontitis):
Dişin kök ucunu çevreleyen dokularda iltihap ve hassasiyetin olduğu durumdur. Dişe vurulduğunda veya çevre dokulara dokunulduğunda hassasiyet görülür. Bu duruma genellikle kök kanalındaki enfeksiyon neden olur.
Derin çürükler veya travma ile pulpanın açığa çıkması:
Çürük, atrizyon(çiğneme veya diş sıkma gibi aktiviteler sırasında dişlerin birbirine temas etmesi sonucu oluşan diş dokusu kaybı), erozyon veya travma gibi nedenlerle pulpanın açıldığı durumlarda pulpaya ulaşan bakteriler iltihaplanmaya yol açar ve bu durumda kanal tedavisi gerekebilir.
Kırık dişler veya kaplama kırıkları:
Diş kaplamasındaki bir kırık, pulpanın açığa çıkmasına veya enfekte olmasına neden olabilir. Özellikle dişin soketine gömülmesi gibi şiddetli travmalar pulpa nekrozuna yol açabilir.
Restoratif nedenler:
Dişin restorasyon planlamasında, örneğin kök kanalından destek alınması gerektiğinde kanal tedavisi yapılabilir.
Hangi durumlarda kaplama diş sökülmeden kanal tedavisi yapılabilir?
Kaplama diş sökülmeden kanal tedavisi yapılabilmesi için, kaplamanın durumu, kaplamanın materyali ve dişin durumu ile ilgili aşağıdaki değerlendirmeler yapılır.
1) Kaplamanın durumu:
Kaplama dişin sökülmeden kanal tedavisi yapılabilmesi için, kaplamanın yeni yapılmış olması veya sağlam kenarlara sahip olması tercih edilir. Bu gibi durumlarda, kaplamayı çıkarmaya gerek kalmadan restorasyonun içinden pulpa odasına erişim sağlanabilir.
2) Kaplama materyali (porselen, zirkonyum vb.):
Kanal tedavisi için erişim kavitesi açılırken, mevcut kaplama materyali üzerinden geçilmesi gerekmektedir. Bu işlem genellikle porselen veya zirkonyum gibi restorasyonlar üzerinden elmas ve tungsten karbür frezler kullanılarak gerçekleştirilir. Bu frezler, kaplama materyalini kesmek ve pulpa odasına ulaşmak için tasarlanmıştır.
3) Dişin konumu ve yapısı
Dişin konumu ve iç yapısı, kaplama üzerinden kanal tedavisi yapılabilmesinde kritik rol oynar:
Pulpa odası ve kanal anatomisi:
Erişimin sağlanması, pulpa odasının büyüklüğü ve şekli ile kök kanalı ağızlarının konumuna bağlıdır. Dişin açılanması, köklerin ve alveol konturunun konumu gibi faktörler, kök kanallarının olası yerini belirlemede ek bilgiler sunar.
Diş yapısının karmaşıklığı:
Pulpanın kompleks bir yapısı vardır; yan kanallar ve bir kökte iki, hatta üç kanal bulunabilir. Özellikle alt azı dişlerinde görülen ekstra kökler veya kanallar gibi anatomik varyasyonlar, tanı ve endodontik tedavinin başarısını etkileyebilir. Bu karmaşık yapılar, kaplama üzerinden erişim sağlanırken dikkatli planlama gerektirebilir.
Kalan dişin yapısı:
Kanal tedavisi sonrasında dişin restore edilebilirliği için kalan kuronal doğal diş yapısının hacmi büyük önem taşır. Ayrıca, diş yapısındaki kırıklar veya kılcal çatlaklar gibi durumlar da değerlendirilir. Kaplama üzerinden erişim sağlanması, mevcut sağlam diş dokusunu koruma avantajı sunsa da, dişin genel yapısal bütünlüğü tedavi kararını etkileyen önemli bir faktördür.
İnce duvarlı veya kalsifiye kanallar:
Gelişimi tamamlanmamış dişlerde görülen ince kanal duvarları gibi yapısal özellikler, standart şekillendirme prosedürlerinde komplikasyonlara yol açabilir. Kalsifiye kanallar (enfeksiyon veya iltihap nedeniyle dişin kök kanalında zamanla sertleşen, mineralize bir doku birikimiyle oluşan tıkalı bölgeler) da erişimi zorlaştırabilir. Ancak cerrahi operasyon mikroskobu gibi büyütme araçları bu tür kanallara erişimde yardımcı olabilir.
Kaplama diş sökülmeden kanal tedavisi nasıl yapılır?
Kaplama dişlerde kanal tedavisi genel olarak aşağıdaki adımları içerir:
Tanı ve planlama:
- Kliniğimize geldiğinizde diş hekimimiz, ağrının kaynağını belirlemek için şikayetlerinizi dinler, klinik muayene yapar ve radyografiler çeker. Geleneksel periapikal radyografilere ek olarak, konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) gibi yöntemler karmaşık kök kanal sistemlerini ve patolojileri teşhis etmede yardımcı olabilir.
- Diş hekimimiz; dişinizin açılanma şekli, köklerin ve alveol konturunun konumu gibi faktörleri değerlendirir.
- Dişinizin restore edilebilirliği, yeterli kuron dokusunun varlığı gibi faktörler kanal tedavisi kararı verilmeden önce değerlendirilir.
Anestezi ve izolasyon:
Kanal tedavisi kararı verildikten sonra tedavinizin ağrısız olması için dişinize lokal anestezi uygulanır.
Erişim kavitesi açılması:
- Diş kaplaması üzerinden, pulpa odasına ulaşmak için uygun bir erişim kavitesi açılır. Bu, pulpanın tamamının çıkarılmasına ve kök kanallarının konumlandırılmasına ve temizlenmesine olanak tanır.
- Pulpaya yaklaşıldıkça çürük dentin temizlenir ve pulpa odasına girilir.
- Erişim kavitesi, pulpa odasının tamamının ve kanal ağızlarının görünür olmasını sağlayacak şekilde genişletilir. Kanal ağızlarının tespiti ve tam erişim sağlanması için büyütme (örneğin cerrahi operasyon mikroskobu) kullanılabilir.
Kanal temizliği ve şekillendirme:
- Kök kanalındaki tüm sinir ve doku artıkları çıkarılır ve kanallar genişletilir.
- Kanallar uygun solüsyonlarla yıkanır Sodyum hipoklorit (NaOCl) gibi antimikrobiyal ajanlar mikroorganizmaları uzaklaştırmak için kullanılır.
Kanal dolgusu:
- Kök kanalının doldurulmasının amacı, mikroorganizmaların sistemine oral kaviteden veya kan akımı yoluyla girişini engellemek ve kanalda kalan bakteriler için besi yeri olabilecek doku sıvılarının sızıntısını önlemektir.
- Kanallar özel bir dolgu maddesiyle kök ucuna kadar doldurulur. Gutta-perka ve kanal dolgu patı, kök kanal tedavisinde sıkça kullanılan dolgu materyalleridir.
Restorasyon:
- Kanal tedavisi tamamlandıktan sonra, dişin kalıcı bir restorasyonla kapatılması önemlidir. Kaplama dişlerde, erişim boşluğunun uygun dolgu materyaliyle kapatılması gerekir.
- Kanal tedavili dişler, ölü dokuların daha kırılgan olması nedeniyle travmaya ve diş sıkmaya karşı daha az dayanıklı olabilir. Bu nedenle, bazı durumlarda dişin bir kronla kaplanması gerekebilir. Ancak her kanal tedavili dişin krona ihtiyacı yoktur; dişin kalan yapısına ve çatlak olup olmadığına göre karar verilir.
Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisi sonrası nelere dikkat edilmeli?
Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisi sonrası dikkat edilmesi gereken birkaç önemli husus bulunmaktadır:
Ağrı ve hassasiyet:
Tedavi sonrasında dişte hafif ağrı ve hassasiyet hissedilmesi normaldir. Genellikle bu durum, kökleri çevreleyen dokulardaki iltihaptan kaynaklanır. Kanal tedavisi sonrası ağrı genellikle 48 saat içinde hafifler. Bazı durumlarda, tedavi başlangıcında veya sonrasında çiğnerken kanal tedavili dişe basamama ve bu durumda ağrı olması da normaldir. Alt çenedeki dişlerde ve azı dişlerinde ağrı seviyesi daha yüksek olabilir.
Şişlik:
Kanal tedavisi yapılan dişin çevresinde şişlik oluşursa diş hekimine başvurulması gerekir.
Dişin kullanımı ve beslenme:
Tedavi sonrası ilk birkaç gün, dişin bulunduğu bölgenin kullanılmaması en iyi çözümdür.
Kanal tedavili dişler, pulpa dokusunun kaybı nedeniyle daha kırılgan hale gelirler (kurumuş bir ağaç gibi) ve travmaya veya diş sıkma gibi darbelere karşı dayanıklılıkları azalır. Bu nedenle, bu dişlerle çok sert gıdalar çiğnenmemelidir.
Kırılma riski ve ileri restorasyon:
Kanal tedavili dişler, yapısal kayıplar nedeniyle kırılmaya daha yatkındır. Mevcut bir kaplama olsa bile, erişim boşluğunun kapatılması önemlidir ve gelecekte bir kırık oluşması durumunda ek bir diş kaplama veya onley gibi restorasyonlar gerekebilir. Dişin kalan sağlam doku miktarı, tedavinin uzun vadeli başarısını ve dişin ömrünü doğrudan etkiler. Özellikle azı dişleri için diş kaplama gibi destekleyici restorasyonlar önemlidir.
Düzenli diş hekimi kontrolleri:
Kanal tedavisi görmüş bir dişin ömrü, tekrar çürümesini ve enfekte olmasını önleyici tedbirler alındıktan sonra ve düzenli diş hekimi kontrolü sağlandıktan sonra ömür boyu olabilir. Tedavi sonrası olası komplikasyonlar ve kontrol randevuları hakkında diş hekiminiz sizi bilgilendirecektir.
Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisinin avantajları
Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisinin başlıca avantajları şunlardır:
Mevcut diş yapısının korunması:
En önemli avantajlardan biri, mevcut diş dokusunun daha fazla aşındırılmasını önlemesidir. Endodontik tedavi görmüş dişler, pulpa dokusunun kaybı nedeniyle yapısal olarak zaten daha zayıf olabilirler ve kırılmaya daha yatkındırlar. Kaplamanın sökülmemesi, yeni bir restorasyon için gerekli olacak ek diş küçültmesini ortadan kaldırarak dişin dayanıklılığını korumaya yardımcı olur.
Minimal invaziv yaklaşım:
Bu yöntem, dişleri mümkün olduğunca orijinal formlarına, fonksiyonlarına ve estetiklerine en yakın şekilde, minimum miktarda diş travması veya küçültme ile restore etmeyi amaçlar.
Kırılma riskinin azaltılması:
Kanal tedavisi görmüş dişlerde kaplama koruması sağlanmadığında kırık riski artar. Sağlam bir kaplamanın korunması, dişin kalan yapısının güçlü kalmasına ve kırılmaya karşı direncini artırmasına yardımcı olur. Genel prensip, mümkün olduğunca fazla sağlam diş dokusunu korumaktır.
Ek maliyet ve zaman tasarrufu:
Mevcut sağlam bir kaplamayı sökmeden tedavi yapmak, yeni bir kaplamanın hazırlanması ve yerleştirilmesiyle ilişkili olabilecek ek maliyetlerden ve tedavi süresinden tasarruf sağlayabilir. Eğer mevcut kaplama sağlıklıysa ve sadece erişim boşluğunun doldurulması gerekiyorsa bu, hasta için daha ekonomik ve daha hızlı bir çözüm olabilir.
Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisinin zararı var mı?
Kaplama diş sökülmeden kanal tedavisi yapılmasının bazı potansiyel zararları ve dikkat edilmesi gereken hususlar bulunmaktadır:
Mevcut kaplamanın hasar görme riski:
En önemli risklerden biri, kaplamanın çatlaması veya kırılması olasılığıdır. Özellikle porselen, zirkonyum veya metal kaplamaların üzerinden erişim kavitesi açılırken elmas ve tungsten karbür frezlerin kullanılmasıyla bu risk ortaya çıkabilir. Bu durum, dişin estetiğinde veya fonksiyonunda bozulmaya yol açabilir ve kaplamanın onarılması veya değiştirilmesi gerekliliğini doğurabilir.
Görüş ve erişimin zorlaşması:
Kaplama üzerinden çalışmak, diş hekiminin pulpa odası tabanını ve kök kanalı ağızlarını görselleştirmesini zorlaştırabilir. Tamamen temizleme, şekillendirme ve doldurma işlemlerinin doğru bir şekilde yapılabilmesi için uygun bir erişim kavitesi ve iyi görüş kritik öneme sahiptir. Cerrahi operasyon mikroskobu gibi büyütme teknikleri bu zorluğun üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.
Diş yapısının zayıflaması ve kırık riski:
Kanal tedavisi görmüş dişler, pulpa dokusunun kaybı nedeniyle daha kırılgan hale gelirler ve travmaya veya diş sıkmaya karşı dayanıklılıkları azalır. Her ne kadar kaplama sökülmeden tedavi yapmak, yeni bir kaplama için ek diş küçültmesini önlese de, dişin genel kırılma riski devam eder. Kırık riski, özellikle kaplama ile koruma sağlanmadığında artar. Kaplama üzerinden yapılan erişim kavitesi, mevcut kaplamanın bütünlüğünü bozarak dişin dayanımını da etkileyebilir. Kanal tedavili dişlerin çekilmesinin en yaygın nedeni, restoratif komplikasyonlar yani yapısal başarısızlıklardır.
Enfeksiyonun nüksü veya devamı:
Kök kanalı sisteminin tam olarak temizlenememesi veya kanal ağızlarının bulunamaması durumunda, içeride kalan bakteriler enfeksiyonun devam etmesine veya nüksetmesine yol açabilir. Kaplama üzerinden sınırlı bir erişimle tüm kanallara ulaşmak zor olabilir, özellikle diş kompleks bir anatomiye sahipse.
Sık Sorulan Sorular
Kanal tedavisi sırasında lokal anestezi uygulandığından, işlem sırasında herhangi bir ağrı hissedilmemesi beklenir. Ancak anestezi etkisi geçtikten sonra ağrılar ortaya çıkabilir.
- Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisi sonrası dişte hafif ağrı ve hassasiyet hissedilmesi normal bir durumdur. Bu ağrı genellikle tedavinin başlangıcında veya sonrasında, özellikle de dişin üzerine basıldığında görülebilir. Genellikle bu durum, kökleri çevreleyen dokulardaki iltihaptan kaynaklanır ve çoğu zaman 48 saat içinde hafifler.
- Çok nadiren de olsa, bazı hastalarda ağrı devam edebilir ve ek araştırma gerektirebilir. Tedavi sonrası ağrıyı yönetmek için doktorunuz gerekirse ağrı kesici önerebilir ve dişi birkaç gün kullanmamak iyi bir çözüm olabilir.
- Tedavi edilen dişin civarında şişlik oluşması durumunda diş hekiminize başvurmanız önerilir.
Kanal tedavisi için kaplama dişin sökülmesi her zaman gerekli değildir. Eğer kaplama yeni yapılmışsa veya sağlam kenarlara sahipse, mevcut restorasyonun (kaplamanın) içinden erişim sağlanarak kanal tedavisi yapılabilir. Kaplama dişin sökülmesi gerekip gerekmediği, kaplamanın ve dişin genel durumuna, kaplama materyaline ve dişin anatomik özelliklerine bağlı olarak hekim tarafından aşağıdaki durumlara göre değerlendirilir:
- Kaplamanın altında yaygın çürük varsa.
- Kaplama zaten gevşemiş veya kırıksa.
- Kök kanallarına yeterli erişim sağlanamıyorsa.
- Kök içinde kırık (vertikal kök kırığı) şüphesi varsa.
Kaplama diş genellikle sökülürken kırılır ve yenisi yapılmak zorunda kalınır. Bu, ekstra maliyet ve zaman gerektirir. Kanal tedavisi gereken dişin kaplaması sökülmeden tedavi mümkün olmadığında kaplamanın mecburen sökülmesi gerekir.
- Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisinin ne kadar süreceği, dişin durumuna göre değişir. Bazı durumlarda tek seanslı kanal tedavisi ile (Dişin yapısına, kök sayısına ve kanalın karmaşıklığına bağlı olarak genellikle 30 dakika ile 90 dakika) aynı gün tamamlanabilirken, bazı durumlarda ise birden fazla seans sürebilir. Bu durum, dokulardaki iyileşmeden emin olunana kadar devam edebilir.
- Eğer tedavi çok seans kanal tedavisi olup birden fazla seans sürecekse seanslar arasında kanallara uygun ilaçlar yerleştirilir ve dişe geçici dolgular konulur. İyileşmeden emin olunduğunda kanallar özel bir dolgu maddesiyle kök ucuna kadar doldurulur.
Her kaplama dişte kaplama sökülmeden kanal tedavisi yapılması mümkün değildir. Bu yöntemin uygulanabilirliği, dişin ve kaplamanın belirli durumlarına ve karmaşıklığına bağlıdır.
Kaplama diş sökülmeden yapılan kanal tedavisi sonrasında kaplamanın zarar görmesi (çatlaması veya kırılması) ve dişin genel yapısal bütünlüğünün azalması gibi riskler olabilir.
Gerekli görülmezse değiştirilmez. Ancak işlem sırasında kaplamada hasar oluşmuşsa, zaten gevşekse veya estetik kaygılar varsa değiştirilmesi gerekebilir.
Tüm kanal tedavilerinde olduğu gibi çok düşük bir risk olsa da, yetersiz temizlik veya dolgu nedeniyle enfeksiyon tekrarlayabilir. Hekiminizin önerdiği antibiyotikleri düzgün kullanmak ve kontrollere gitmek bu riski minimize eder.
Evet, kaplamanın türü, sökülmeden kanal tedavisi yapım işlemini etkiler. Zirkonyum kaplamalar çok sert olduğu için üzerlerinde delik açmak daha zordur ve özel elmas frezler gerektirebilir. Metal-seramik kaplamalarda metal tabakayı delmek güçlük yaratabilir ve açılan deliğin kenarlarında metal görünümü kalabilir. Full porselen kaplamalarda ise kırılma riski daha yüksek olabilir. Hekiminiz, kaplamanın türünü dikkate alarak yaklaşımını belirler.
Genellikle ön dişlerde uygulanması daha kolaydır. Çünkü ön dişler tek köklüdür ve kanal yapıları daha az karmaşıktır. Ayrıca erişimleri daha rahattır. Arka azı dişlerinde ise kök sayısının fazlalığı, ağzın arkasında olmaları ve kanal anatomisinin karmaşıklığı işlemi zorlaştırabilir.
Bu, dişin kendi durumu, kemik desteği, kişinin ağız hijyeni ve çiğneme alışkanlıkları gibi birçok faktöre bağlıdır. İyi bir ağız bakımı ile kanal tedavisi yapılmış bir kaplama diş yıllarca problemsizce kullanılabilir. Ancak unutulmamalıdır ki bu diş artık canlı bir diş değildir ve kırılganlığı artmıştır.
En yaygın alternatif yöntem, kaplamayı söküp kanal tedavisini yaptıktan sonra yeni bir kaplama yapmaktır. Diğer bir alternatif, diş çekimi ve sonrasında yerine implant yaptırmaktır. Hekiminiz, dişin kurtarılabilirliğine göre sizi tüm seçenekler hakkında bilgilendirecektir.