Diş Eti Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Diş Eti Kanseri
Diş eti kanseri, diş etlerinde iyileşmeyen yara, şişlik, kontrolsüz büyüme ve beyaz kırmızı lekelerle kendini gösterir. Diş fırçalarken sıklıkla kanama olması, kanamanın haftalarca sürmesi ve diş etlerindeki renk değişiklikleri diş eti kanseri işareti olabilir. Bu tarz belirtiler yaşıyorsanız bir diş hekimi ile görüşmelisiniz.
Diş eti kanseri nedir?
Diş eti kanseri, diş etlerinde kötü huylu tümörlerin gelişmesiyle ortaya çıkan bir kanser türüdür. Diğer ağız kanserleri kadar yaygın değildir ama ciddiye alınması gerekir. Genellikle iyileşmeyen bir yara, şişlik ya da diş etlerinde beyaz veya kırmızı bir leke olarak ortaya çıkar. Kanayabilir ve zamanla büyüyebilir. Diş etlerini bir binanın temeline benzetebilirsiniz. Diş etinde mevcut bir kanser dişler de dahil bütün ağzı yapınız ciddi şekilde etkilenebilir.
Her kanser türünde olduğu gibi diş eti kanseri için de erken teşhis çok önemlidir. Diş etlerinde iyileşmeyen bir yara, anormal renk değişikliği ya da sürekli kanama fark ederseniz acilen diş hekimine muayene olmalısınız.
Diş eti tümörü nedir?
Diş eti tümörü, diş etinde oluşan anormal bir doku büyümedir. Tamamen zararsız olabildiği gibi (iyi huylu), kötü huylu da (diş eti kanseri) olabilir. Başka bir ifade ile kötü huylu diş eti tümörleri diş eti kanseri olarak da adlandırılır. Erken teşhis yapılmadığı ve önlem alınmadığı durumda diğer dokulara yayılırlar. Arabanızın ön camındaki önemsenmeyen bir çatlağın zamanla büyüyüp tüm camınızı kaplaması gibi.
Bazı hastalarımızda diş etinde ufak bir şişlik ya da iyileşmeyen bir yara fark ediyoruz. Başta pek önemsemeyebiliyorlar. Ama eğer bu tür değişiklikler birkaç haftada geçmiyorsa, bir diş hekimine görünmek şart. Erken teşhis, büyük fark yaratır.
Ağız kanseri ile diş eti kanseri ilişkisi nedir?
Ağız kanseri, dudaklar, dil, yanaklar, damak, ağız tabanı ve diş etleri gibi ağız içindeki herhangi bir bölgede gelişebilen bir kanser türüdür. Diş eti kanseri de ağız kanserinin bir çeşididir ve diş eti dokusundaki hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesiyle ortaya çıkar. Başlangıçta genellikle diş eti iltihabı veya başka bir diş eti sorunu sanılabilir. Genellikle yavaş şekilde yayılım gösterir ve tüm ağız kanserlerinin yaklaşık olarak %6’sını oluşturur.
Ağız kanserlerinin büyük kısmı (%90’dan fazlası) skuamöz hücreli karsinomdur, yani ağız ve boğazın iç yüzeyini kaplayan ince, düz hücrelerde başlar. Dil, dudak, ağız tabanı ve damak kanseri de diğer yaygın ağız kanserleri arasındadır.
Diş eti kanseri belirtileri nelerdir?
Diş eti kanseri belirtileri erken dönem ve geç dönemde olmasına bağlı olarak farklılık gösterir. Erken teşhis, tedavinin başarısı için kritik öneme sahiptir. Aşağıdaki belirtilerden bir veya birkaç tanesini görmeniz halinde diş hekimine başvurmalısınız.
Erken dönem belirtileri
- Diş etlerinizde iyileşmeyen yaralar veya ülserler. Ağız boşluğunda renk değişikliği, ağız kanserinin yaygın bir belirtisidir. Bu renk değişikliği genellikle diş etlerinde veya çevresindeki bölgelerde beyaz veya kırmızı lekeler veya plaklar olarak görülür (Amerikan Kanser Derneği).
- Ağız içinde beyaz, kırmızı veya koyu renkli lekeler.
- Diş etlerinde kanama veya çatlama.
- Ağız içinde kitlenin bulunması veya şişlik hissi.
- Ağız veya çenenizde ağrı.
- Çiğneme veya yutkunmada güçlük çekmek.
- Ses değişikliklerinin olması veya konuşmada zorlanmak.
Geç dönem belirtileri
- Dişlerinizin gevşemesi veya diş kayıpları.
- Çene hareketlerinde kısıtlılık veya “kilitlenme” durumu.
- Boyunda şişmiş lenf düğümlerinin bulunması. Diş eti kanseri, yakındaki lenf düğümlerine yayılabilir. En yakın olanı boynun yanlarında, önünde ve arkasında bulunan servikal lenf düğümüdür. Bu durum, boynun ön bölgesini elle muayene ederek tespit edilebilen lenf düğümü şişmesine neden olabilir. Ağız kanseri olan herkes lenf düğümü metastazı ile ortaya çıkmaz, ancak başlangıçta olmayanların yaklaşık %25’inde iki yıl içinde bu durum ortaya çıkar.
- Ağız kanseri gibi diş eti kanserinde de ilk başta çok ağrı hissedilmeyebilir. Tümör ilerledikçe ağzınızda ağrı veya yanma hissi yaşayabilirsiniz. Ağrı genellikle kalıcıdır ve zamanla kötüleşebilir. Ayrıca kulak bölgesine de yayılabilir.
- Kilonuzda azalma.
Diş eti kanserinde kimler risk grubundadır?
Diş eti kanserine neden olan faktörleri bilmek, hem önlem almak hem de erken teşhis için çok önemli. En yaygın şekilde şöyle sıralayabiliriz.
- Tütün kullanımı: Sigara, puro, pipo ya da tütün kullanma diş eti kanseri riskini ciddi şekilde artırır.
- Alkol tüketimi: Sürekli ve yüksek miktarda alkol almak, özellikle sigara ile birlikte kullanıldığında riski çok artırır.
- HPV enfeksiyonu: İnsan papilloma virüsü (HPV), ağız bölgesinde kansere yol açabilen en önemli enfeksiyondur. Bazı türleri, özellikle ağız kanseriyle ilişkilidir.
- Yetersiz beslenme: Beslenmenin yetersiz olması halinde kansere karşı koruyan vitaminlerden ve mineraller yeterinde alınamaz. Bu durum kanser oluşumunu kolaylaştırır.
- Yaş: 40 yaşın üzerindeki insanlarda diş eti kanseri daha sık görülür. Hücrelerin zamanla mutasyon geçirme olasılığı arttığı için yaş ilerledikçe risk yükselir.
- Cinsiyet: Erkeklerde diş eti kanseri kadınlara göre daha sık görülür. Bunun sebebi, hormonal farklılıklar ve genellikle daha yüksek sigara ve alkol kullanım oranlarıdır.
- Güneşe aşırı maruz kalma: Uzun süre güneş ışığına maruz kalmak, özellikle dudak kanseri riskini artırır. Dışarı çıkarken dudak koruyucu kullanmak cilt sağlığı kadar ağız sağlığı için de önemlidir.
- Bağışıklık sisteminin zayıflaması: Bağışıklık sistemi zayıfladığında, vücut kanserli hücrelerle savaşmakta zorlanır. HIV/AIDS hastaları veya bağışıklık baskılayıcı ilaç kullanan kişiler daha yüksek risk altındadır.
- Önceki kanser teşhisi: Daha önce baş ve boyun bölgesinde kanser geçirmiş olan kişilerde, diş eti kanseri riski daha yüksektir.
- Genetik yatkınlık: Ailede ağız kanseri geçmişi varsa, risk biraz daha artar. Bazı kişiler genetik olarak daha savunmasız olabilir.
- Kimyasal maddelere maruz kalma: Asbest, sülfürik asit gibi bazı kimyasallarla uzun süreli temas, ağız kanseri riskini artırabilir.
- Kronik ağız içi tahrişler: Sürekli tahriş eden protezler, keskin diş yüzeyleri veya dolgular, ağız dokusunu uzun vadede zayıflatabilir ve hücrelerde değişim başlatabilir.
- Kötü ağız hijyeni: Diş ve diş eti bakımına özen göstermemek, diş eti hastalıklarına ve uzun vadede kansere yol açabilir. Ağız sağlığını ihmal etmek, bahçenizi yabani otlara teslim etmek gibidir, bir süre sonra her şey kontrolden çıkar!
Diş eti kanseri teşhisi nasıl yapılır?
Diş eti kanseri teşhisinde, diş etinde beyaz veya kırmızı renkte olan ve dışa doğru çıkıntı yapan kitle oluşumu önemli bir kriterdir. Bu kitlenin bazen kanama yaptığı da görülür. Diş eti kanserinin teşhisinde fiziki muayene, hasta şikayetleri ve bazı testler değerlendirilir. Tanı süreci şunlara dikkat edilir:
- Diş hekiminin muayenesi: Diş hekimi ağız içini detaylı inceler, şüpheli alanları kontrol eder.
- Biyopsi: Küçük bir doku örneği alınıp mikroskop altında incelenir.
- Röntgen: Kemik kaybı veya tümör olup olmadığını gösterir.
- BT taraması: Derin dokulardaki değişiklikleri detaylı gösterir.
- MR taraması: Kanserin yumuşak dokulara yayılıp yayılmadığını belirler.
- İyileşmeyen yaralar: Haftalarca geçmeyen ağız içi yaralar.
- Kırmızı veya beyaz lekeler: Diş etlerinde kaybolmayan renk değişiklikleri.
- Şişlik: Aniden ortaya çıkan sertlikler veya kalınlaşmalar.
- Kanayan diş etleri: Nedensiz ve sık kanamalar.
- Sallanan dişler: Diş eti hastalığı olmadan gevşeyen dişler.
- Ağrı veya hassasiyet: Diş etlerinde süregelen rahatsızlık.
- Uyuşma: Diş etlerinde veya dudakta his kaybı.
- Kötü ağız kokusu: Geçmeyen ve belirgin kötü koku.

Diş eti kanseri nasıl tedavi edilir? Tedavi yöntemleri nelerdir? İstanbul
Diş eti kanseri erken teşhis edildiğinde başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tedavi planı hastanın genel sağlığına, tümörün boyutuna ve yayılma durumuna göre belirlenir. Çoğu durumda birden fazla yöntem birlikte kullanılır.
Cerrahi müdahale
Diş eti kanserinde en yaygın tedavi yöntemi cerrahi müdahale ile olur. Amaç, tümörü tamamen temizlemek ve hastalığın yayılmasını önlemektir. Eğer kanser çevre dokulara veya lenf düğümlerine kadar yayılmış ise, kanserli doku buralardan da uzaklaştırılır. Cerrahi işlemden sonra ağız yapısının fonksiyonlarını korumak için ek işlemler gerekebilir.
Radyoterapi
Bu tedavide yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücreleri hedef alınır. Genellikle cerrahi müdahaleden sonra kalan kanser hücrelerini yok etmek için kullanılır. Bazı hastalarda radyoterapi uygulaması tek başına da uygulanabilir. Özellikle diş eti kanserinin erken dönemlerinde tercih edilen bir uygulamadır.
Kemoterapi
Kanser hücrelerini öldürmek için kullanılan yaygın bir tedavidir. Kanserin ileri evrelerinde daha sık kullanılır. Diş eti kanserlerinde radyoterapi tedavisi ile kemoterapi kombine edildiğinde daha etkili sonuçlar elde edilir.
Hedefe yönelik tedavi
Bu tedavi şeklinde kanser hücrelerinin büyümesini sağlayan özel proteinleri hedef alan ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar sağlıklı hücrelere zarar vermez. Genellikle diğer tedavi yöntemleriyle birlikte uygulanır.
İmmünoterapi
Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerini yok etmeye yardımcı olan bir uygulamadır. Son yıllarda popülaritesi artan bu tedavi özellikle ileri evre kanser hastalarında etkili sonuçlar vermektedir.
Fotodinamik terapi
Bu yöntemde ışığa duyarlı bir ilaç ve özel bir ışık kaynağı kullanılarak kanser hücreleri etkisiz hale getirilir. Daha çok yüzeysel ve erken evredeki diş eti lezyonlarında etkilidir. Yan etkileri düşük olan bir tedavi şeklidir.
Rehabilitasyon ve destekleyici tedaviler
Tedavi süreci sadece tümörü yok etmekle bitmez. Hastaların çiğneme, konuşma ve yaşam kalitesini koruması için destekleyici tedaviler de gerekir. Konuşma terapisi, beslenme danışmanlığı ve gerekirse protez uygulamaları devreye girer.
Diş eti kanserinde en önemli şey erken teşhistir. Ağızda iyileşmeyen bir yara, geçmeyen ağrı ya da olağan dışı bir şişlik fark edildiğinde vakit kaybetmeden muayene olmak gerekir.
İstanbul’da diş eti kanseri tedavisi hakkında detaylı bilgi almak için Kadıköy’de hizmet veren Avedent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniğinin uzman diş hekimleri ile görüşebilirsiniz. Online randevu ve sorularınız için lütfen bizimle iletişim kurun.
Diş eti kanserinden korunmak için hangi önlemler alınabilir?
Kimse diş eti kanserini aklına getirmez, ta ki bir sorun çıkana kadar. Ama gerçek şu ki, bu hastalık bir anda ortaya çıkmaz. Zamanla gelişir ve genellikle işler ciddileşmeden önce bazı sinyaller verir. İyi haber mi? Çoğu risk faktörü kontrol altına alınabilir. Bunun için yapmanız gerekenler var.
Tütün, diş etlerinin en büyük düşmanıdır. Sigara içmek veya tütün kullanmak, diş eti hücrelerine zarar vererek kanserleşme riskini artırır. Tütün bırakıldığında bu risk önemli ölçüde azalır. Alkol de masum değildir. Bu iki risk faktörü bir araya geldiğinde, ağız dokularında kansere yol açabilecek hücresel değişiklikler hızlanır.
HPV enfeksiyonu diş eti kanseri için önemli bir sebeptir. HPV’nin bazı türleri doğrudan ağız kanseriyle ilişkilidir. HPV aşısı olmak, bu riski önemli ölçüde azaltacaktır.
Bağışıklık sisteminin güçlü olması, vücudun kansere karşı en önemli savunmalarından biridir. Bağışıklık sisteminizi sağlıklı bir beslenme düzeniyle güçlendirebilirsiniz. Antioksidan açısından zengin meyve ve sebzeler, omega-3 içeren besinler ve yeterli vitamin-mineral alımı bağışıklık sistemini destekler. Özellikle C vitamini, D vitamini ve çinko, hücre yenilenmesini destekler ve kanserle savaşan bağışıklık hücrelerini güçlendirir.
Bazı ilaçlar, özellikle bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler (immünosupresif ilaçlar) diş eti kanseri riskini artırabilir. Bu tür ilaçları kullananların ağız hijyenine ekstra dikkat etmesi, düzenli diş hekimi kontrollerine gitmesi ve ağızda oluşabilecek anormallikleri erken fark etmesi gerekir.
Düzenli diş hekimi muayenesi, erken teşhis için kritik öneme sahiptir. Diş eti kanseri erken evrede yakalandığında tedavi şansı çok daha yüksektir. Diş hekimleri, ağız içindeki küçük değişiklikleri fark edip erken müdahale edebilir. Bu yüzden altı ayda bir düzenli olarak diş hekiminizi ziyaret edip muayene olmalısınız.
Diş eti kanserinde erken teşhisin önemi nedir?
Diş eti kanserinin erken teşhis edilmesi hayat kurtarıcı olabilir. Erken teşhis durumunda kanserin sınırlı bir bölgede olması sebebiyle cerrahi işlem küçük çaplı olur, tedavi daha basit, hızlı ve etkili olur. Ayrıca radyoterapi veya kemoterapi gibi tedavi yöntemlerine genellikle ihtiyaç duyulmaz. Ağrılar, diş kaybı, çene kemiğinde erime gibi ciddi sorunlar önlenebilir. Tedavi sonrası iyileşme süreci de ağrısız ve daha rahat geçer, konuşma ve çiğneme fonksiyonları korunur.
Belirtilerin geç fark edilmesi halinde hastaların daha fazla yıprandığını görüyoruz. Bu durumda, kemoterapi veya radyoterapi gibi ek tedavileri uygulamak zorunda kalıyoruz. Bu durumda tedavi süreci hastayı hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha fazla yıpratır. İyileşme süreci uzar, ağrı ve rahatsızlık daha fazla hissedilir.
Diş eti kanseri öldürür mü?
Evet, diş eti kanseri erken teşhis edilmediğinde ölümcül olabilir. Hastalarımızdan “diş eti kanseri öldürür mü” sorusunu çok sık işitiyoruz. Erken evrede tespit edilirse, tedavi daha etkili olup hayatta kalma oranı oldukça yüksektir. Ancak geç evrelerde, kanserin yayılması nedeniyle tedavi zorlaşır ve ölüm riski artar. Hastalığın evresine bağlı olarak 5 yıllık sağkalım oranları değişmektedir:
- Evre I: Tümör 2 cm’den küçüktür ve lenf bezlerine yayılmamıştır. Bu aşamada teşhis edilen hastaların 5 yıllık sağkalım oranı yaklaşık %90’dır.
- Evre II: Tümör 2-4 cm boyutundadır ancak henüz lenf bezlerine yayılmamıştır.
- Evre III: Tümör 4 cm’den büyüktür veya lenf bezlerine yayılmıştır.
- Evre IV: Kanser, ağız bölgesinin ötesine yayılmıştır. Bu ileri evrede teşhis edilen hastaların 5 yıllık sağkalım oranı %15’tir.
Diş eti kanseri nasıl görünür?
Diş eti kanseri görüntüleri genellikle diş etlerinde iyileşmeyen yaralar, kırmızı veya beyaz lekeler, şişlikler, dişlerde gevşeme, şişmiş lenf düğümleri, ağız veya çene hareketlerinde zorluk, kilo kaybı, kötü nefes kokusu ve kanamalar ile karakterizedir. İlerlemiş durumunda sert bir kitle görebilirsiniz. Bu tablonun varlığı halinde diş eti kanserinden şüphe duymalısınız.
Sık Sorulan Sorular
Evet, diş eti kanseri tehlikelidir çünkü erken tedavi edilmezse çevre dokulara, kemiklere ve hatta vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Geç aşamada tedavisi zorlaşır ve hayatta kalma şansı azalır.
Evet, diş eti kanseri tekrar edebilir. Eğer tüm kanserli dokular tamamen temizlenmezse veya risk faktörleri (sigara, alkol, kötü ağız hijyeni) devam ederse, hastalık yeniden ortaya çıkabilir. Ancak erken teşhis, doğru tedavi ve düzenli kontrollerle tekrar etme ihtimali oldukça düşüktür.
Evet, diş eti kanseri yayılabilir. Genellikle çevredeki yumuşak dokulara, çene kemiğine, boyundaki lenf bezlerine ve ileri aşamalarda akciğer gibi uzak organlara metastaz yapabilir. Erken teşhis edilmezse tedavi zorlaşır.
Hayır, diş eti kanaması genellikle diş eti hastalıklarının bir belirtisidir ve çoğu zaman kanser belirtisi değildir. Ancak, diş eti kanseri de kanamaya neden olabilir; bu durumda genellikle iyileşmeyen yaralar, şişlikler ve renk değişiklikleri gibi ek belirtiler yardımcı olur. Kesin teşhis için yukarıda açıkladığımız diğer yöntemlere başvurulur.
Hayır, diş etinde kist kanser oluşturmaz ve kistin kansere dönüşümü söz konusu değildir. Ancak çok nadir durumlarda, özellikle uzun süre tedavi edilmemiş veya sürekli iltihaplanan dentigeröz kistler gibi bazı kistlerden kanser gelişebilir. Bilimsel araştırmalara göre, bu tür kistlerden skuamöz hücreli karsinom adı verilen ağız kanseri gelişme riski vardır, ancak bu oldukça seyrek görülen bir durumdur.
Bu yüzden diş eti veya ağız içinde uzun süre geçmeyen bir kist fark edilirse, bir diş hekimine görünmek en doğrusudur.
Hayır, diş apsesi genellikle kansere dönüşmez. Ancak, uzun süre tedavi edilmezse ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Bu nedenle, diş apsesi durumunda bir diş hekimine başvurmanız oldukça önemli.
Hayır, diş enfeksiyonu doğrudan diş eti kanserine dönüşmez. Ancak, ciddi diş eti hastalıkları (periodontitis) ağız kanseri riskini artırabilir.
Evet, diş eti kanseri röntgende görülebilir. Özellikle çene kemiğine yayılmış vakalarda röntgen, kemik kaybı veya anormallikleri tespit etmeye yardımcı olabilir. Ancak, tüm vakalar röntgenle belirlenemez, bu yüzden kesin tanı için biyopsi ve detaylı ağız muayenesi gereklidir.